12 Nisan 2012 Perşembe

Sonradan Hatıra Gelenler..

Hiç unutmam dediğimiz şeyler nasıl da uçup gidiyor aklımızdan, kayıt altına almazsak.. Şimdilerde bunlar bir şekilde aklıma geliyor ve unutmadan yazmak istiyorum ( bazen yine de unutuyorum..).

Mesela, Nehir henüz 2 haftalık falandı ve fışkırtarak kusuyordu. Ödümüz patlamıştı birşey var diye. Apar topar hastaneye gitmiştik gün içinde 3-4 kere bu şekilde kusunca. Gereksiz yere kuzumun eline katater takılmıştı ve gereksiz yere ağlamıştı küçük kuzum. Halbuki sadece gazını çıkaramadığımdan kusuyormuş. Demek istediğim, bebek hayatımıza girdiğinde, onun yaşamayı bilmemesi kadar biz de bebekle yaşamayı bilmiyoruz. Onların hassas ve kırılgan görüntüleri ise paniğe kapılmamıza ya da özellikle annelerde gelecek endişesi tabanlı strese neden olabiliyor. Bu durumda -eğer akla gelirse tabi-yapılabilecek en iyi şey 10'a kadar sayıp derin nefes alıp vermek ve sakinleşmeye çalışmak. Bu şekilde belki bi nebze daha sağlıklı düşünülebilir.

Başka neler vardı yazayım diye düşündüğüm diye hatırlamaya çalışıyorum ama gene uçup gitmişler aklımdan.. Hatırıma gelirse derhal yazacağım bu defa!

Kuzum şimdi neredeyse 16 aylık oldu, o kadar hızlı büyümüş gibi geliyor ki. O hayatıma girdiğinden beri zamanın nasıl geçtiğine dair somut bir gösterge oldu. Doğduğunda aklıma ilk gelen şey ( 9 ay boyunca nasıl aklıma gelmedi bilmiyorum, sanırım şu hormonlar yüzünden :) ) "ben çiçek bile bakamam, aldığım bütün çiçekler soldu, ya bebeğime de bakamazsam?". Bunun ne kadar farklı bir şey olduğunu yaşayıp görmek gerekiyor. Ne çiçek bakmaya ne de kedi/köpek beslemeye benzemiyor bu. ( Bu arada yanlış anlamlar çıkarılmasın, kedi / köpek / kuş baktım ve hayvaları çok severim).


Kızım şimdi herşeyi kurcalamaya meraklı, -bence- çince konuşan, hayvanlarla ve toplarla oynamayı ve dans etmeyi çok seven minik bir tazmanya canavarı. Durmadan büyüyen ve büyüdükçe sevgisi de büyüyen, gülüşü dünyaya bedel, dünyadaki en güzel varlık bizim için..