29 Şubat 2012 Çarşamba

Oldu Bu İş!

Tüm uykusuz annelerin can dostu, en favori internet sitesi Uykusuz Anneler Kulübü'nün ( http://www.uykusuzanneler.com/  ) çekilişinde kazandığım Aysun Bal Ömeroğlu ile anne-bebek ilişkisi ve uyku problemleri üzerine seminer ile ilgili benim ve diğer bir katılımcı Tüten Hanım'ın notlarını aşağıdaki linklerde bulabilirsiniz...

http://www.uykusuzanneler.com/en-son/aysun-bal-omeroglu-ile-ilk-seminer/

http://www.uykusuzanneler.com/anne-yazilari/seminer-notlari/

http://www.uykusuzanneler.com/anne-yazilari/tuten-anneden-seminer-notlari/

21 Şubat 2012 Salı

Kuş Diil, Uçuk Diil, Süpermen Hiç Diil.. Virüs Bu!

Geçen hafta Pazar günü bugünlerde alıştığımız karlı günlerden farklı, güneşli, ılık bir gün olunca bebişimizle kendimizi parka attık. Güzel güzel kedi köpek peşinde koştuk, merdiven indik çıktık, salıncakta sallanıp, kaydıraktan kaydık. Dönüşte Nehir yorulunca uyuyakaldı, biz de eşimle rahat rahat yürüyüşümüz yaptık, güzel bir gündü.
Ta ki, gece kuzum uyanana kadar.. Ateşi çıkmıştı, yüksek değildi, 37,5 falan.. Köpek dişlerini çıkarttığı için ondandır diye düşündük. Çok huzursuzdu. Üstünü bir kat çıkarttık, yüzünü yıkadık, biraz daha rahatladı ve uyuyakaldı. Sabah uyandığında üst dudağında minik bir uçuk vardı. ( Biz uçuk sandık daha doğrusu). Kızım tüm gün ve gece huzursuzdu, ama ateş yoktu. Salı günü alt dudağa da sıçramıştı, bütün gün mızmızdı, gece sürekli uyandı ve uykuya çok zor daldı. Çarşamba günü doktora götürdü babası. ( Şimdiki aklım olsa dakika bekletmem!!) Uçuk değil başka bir virüsmüş, antibiotik krem vermiş doktorumuz. Kullanmaya başlayınca dudakları düzeldi kuzumun, bu defa da cuma günü hapşurmaya başladı, muhtemelen vücut güçsüz düşünce soğuk algınlığı başgösterdi.

Cuma gecesi, eşim bana en güzel doğumgünü hediyesini vererek beni hiç uyandırmadı ve bütün gece mızmız kızımızla ilgilendi (sanırım beni seviyor bu çocuk :) ) Vee, cumartesi itibariyle ben ateşlendim.. Hasta kızımın sümükleri heryerime bulaşırken olmaması imkansızdı. Pazar sabahı dudağımda Nehir'inki gibi bir yarayla uyandım. Pazartesi yaralar dilimi ve diş etlerimi kaplamıştı. Doktora gittim, kamerayla boğazıma baktığında boğazımda da yaralar gördü. Aynı şekilde, uçuk benzeri bir virüsmüş, antivirütik ilaç, ağız gargarası falan verdi.

Ve bugün, salı günü.. Hapşırma ve soğuk algınlığı belirtileri.. Seyir aynı kızımla. Ben bu kadar ızdırap çekerken kızım neler yaşadı kim bilir? Ufak yara diyip geçmemek lazım.. Mümkün olduğunca ilaçtan uzak kalmaya çalışıyoruz ama, bu gibi durumlarda işler karışıyor.

Allah'tan Nehir pazar gecesi çok güzel uyudu, gün içinde de keyfi yerindeydi. Yaraları iyileşti, burun akıntısı da uykusunu çok engellemiyor artık.

Bu işten en zararlı eşim çıktı.. Cuma gecesinden beri, doğru düzgün uyuyamadı. Bana da Nehirle aynı anda hasta olmamı yasakladı :)

8 Şubat 2012 Çarşamba

Yine Yeni Yeniden Ferber Amca..

Nehir'in 1 yaş doktor kontrolünde ( yaklaşık 1 ay önce) doktoru Tamer Ünver ne kadar süt içtiğini sordu. 800 ml demeye dilimiz varmadı ama doktorumuz ters giden bişeyler olduğunu anladı..

Nehir her uyandığında ağzına biberonu tıkmak ve uyanma süresini uzatmak için verdiğimiz sütün miktarını arttırmak bizim için bir çözüm gibi görünüyordu. Halbuki uyanma süremiz uzamadığı gibi Nehir 1 yaşında 13.5 kg bir bebek olup çıkmıştı. Gün içinde yediği şeyler hem ölçüsünde, hem de sağlıklı şeyler. Üstelik tombik olduğu için en başta doktor bey muhallebi ve bebe bisküvisinden uzak durmamızı tavsiye ettiği için bu dediklerinden neredeyse hiç yedirmemiştik. Tüm suç gece sütündeydi ( bizde değil :) ). Doktor Bey, gece sütlerinin miktarını azaltıp suyla karıştırarak miktarı azaltabileceğimizi böylece gece uyanmalarını da azaltabileceğimizi söyledi. Dediğini yaptık ve Nehir'in günlük süt tüketimi 500 ml'ye kadar düştü. Üstelik gece 12'de azcık süt içtikten sonra sabaha kadar uyanmadan uyuyordu. Haftada sadece 1-2 gece ikinci kere uyanıyor, o zaman da uykuya dalmakta güçlük çekiyordu. Güçlükten kastım 1 saat falan sürmesi..

Ve günümüz.. Gece 12'de içilen sütün arkasından deliksiz uyku haftada 1-2'ye inerken gece kalkışlarında uyanık kalma süresi 1,5-2 saate çıktı. Sıkıntısı olmadığını biliyorum. O da uyumak istiyor ama uykuya dalamıyor yavrum.

Sanırım tekrar Ferber'e başvuracağız. Sonucu yazarım..